Kader, Allah'ın geçmişten geleceğe kadar, yaşanmış ve yaşanacak olan tüm olayları tek bir an olarak bilmesidir. Bu, Allah'ın her varlık ve olay üzerindeki mutlak hakimiyetini ifade eder. İnsanlar yaşamlarındaki olayları ancak yaşadıkları zaman öğrenebilirler. Ama Allah tüm bunları, henüz yaşanmadan önce de bilendir. Allah için geçmiş, şu an ve gelecek zaman birdir. Hepsi de Allah'ın ilmi ve kuşatması altındadır. Çünkü bunların hepsini yaratan Rabbimiz'dir.
"Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık" (Kamer Suresi, 49) ayetiyle de bildirildiği gibi dünyadaki her varlığın bir kaderi vardır. Bazı insanlar kaderin işleyişindeki mükemmelliği ve bu düzenin ardında Allah'ın sonsuz gücünün olduğunu düşünmezler. Bazıları da kaderi sadece insanları ilgilendiren bir konu olarak sınırlandırırlar. Oysa evinizdeki eşyadan yolda gördüğünüz bir taş parçasına, kuru bir ota ya da meyva veren bir daldan tutun da bakkalda rafta duran kavanoza kadar evrendeki canlı cansız tüm varlıkların Allah Katında belirlenmiş bir kaderleri vardır. Ve her eşya ya da her canlı varlık için yaratılan kaderi de, sonsuz akıl sahibi Allah belirlemiştir.
İnsanın dolaylı ya da direk olarak muhatap olduğu herşey, gördüğü her olay, duyduğu her ses tümüyle kişinin dünya hayatındaki "blok" halindeki yaşamının bir parçasıdır. Evrende meydana gelen büyük ya da küçük her olay bir hikmet üzerine gerçekleşir. Hiçbir çiçek tesadüfi olarak açmaz ya da tesadüfi olarak solmaz. Ya da hiçbir insan tesadüfen doğup, tesadüfen ölmez. Hiçbir insan yanlışlıkla ya da kontrolsüz olarak hastalanmaz. Eğer bir iyilikle ya da bir kötülükle karşılaşıyorsa, bu hiçbir zaman için tesadüfi ya da şans eseri gerçekleşmez. Her birini, insanın yaratılışı ile birlikte, Allah özel olarak belirlemiştir.
Allah Kuran'da, "Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır" (Enam Suresi, 59) ayetiyle, toprağın ya da okyanusların kilometrelerce derinliklerinde meydana gelen olaylardan tutun da tek bir yaprak tanesinin düşüşüne kadar evrende meydana gelen her hareketin belirlenmiş bir kader üzerine gerçekleştiğini bildirmiştir.
Ne var ki insanların birçoğu yaşadıkları kaderin her anını Yüce Allah'ın yarattığının bilincinde değildirler. Kimileri nasıl yaratıldıklarını, hayatları boyunca karşılarına çıkan tüm bu nimetlerin nasıl var olduğunu bile hiç düşünmemiştir. Kimileri ise hayatı ve ölümü Allah'ın yarattığını, ancak hayatın içerdiği detayların tesadüfi bir biçimde geliştiğini zannederler.
Oysa Kuran'da, "Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır" (Hadid Suresi, 22) ayetiyle, karşılaşılan her olayı, her detayı Allah'ın özel bir hikmet ve akıl ile planlamış olduğu bildirilmektedir. İnsanın bu önemli gerçeği anlaması son derece önemlidir. Çünkü dünyadaki her varlığın kaderini sonsuz akıl ve bilgi sahibi olan Allah belirlemektedir. Dolayısıyla her ayrıntı, olabilecek en mükemmel şekilde planlanmakta ve olabilecek en hikmetli şekilde yaratılmaktadır. Bu gerçeğin şuruna varan bir insan artık hayatın her anından; olumlu görünenler kadar aksilik gibi görünen anlardan da fazlasıyla hoşnut olacaktır. Çünkü Allah'ın salih kulları için kaderi en güzel şekilde yarattığını bilecektir. Allah'ın güzel gördüğü birşey için insanın olumsuz bir zanna kapılmasının büyük bir gaflet olduğunu fark edecektir. Bu imani kavrayış, olaylara hayır gözüyle bakmasını ve olaylardaki hayır ve hikmetleri fark etmesini sağlayacaktır.
Aksi bir düşünce, yani insanın olumsuzluklarla karşılaştığında, başına gelen olayı Allah'ın yaratmadığını, bir başkasının buna sebep olduğunu sanması ise kişinin kaderi anlayamamış olmasındandır. Olumsuz gibi görünen her olay aslında birer "kader dersi"dir. Herşeyi mutlaka hikmet ve hayır gözüyle değerlendirmek gerekir. Büyük, orta derecede önemli ya da önemsiz gibi görünen her olay kaderde hikmet ve hayırla yaratılmıştır. Bazı insanlar sık karşılaştıkları, istemedikleri şekilde gelişen olaylara aksilik derler. Oysaki aksilikte de hayır ve hikmet vardır. İnsan aksi zanneder, halbuki en doğrusu kaderde o olayın o şekilde gerçekleşmesidir.
Gün içinde insanları üzen, rahatlarını kaçıran, onları kızdıran, sıkan, aksilik, terslik olarak adlandırılan olayların hikmet ve hayırlarını Allah bir anda toplu olarak gösterse, kişi üzülmesinin ne kadar yanlış olduğunu hemen anlar. İman eden bir insan bu hayırlar karşısında değil hüzünlenmek, tam tersine büyük bir sevinç ve neşe içinde olur. Bu nedenle insana düşen görev, kaderde yaniYüce Allah'ın kusursuz yaratmasının hikmetli bir detayı olan olaylarda hep hayır ve hikmet aramak ve bu kavrayışa sahip olmanın sevincini yaşamaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder