Gerektiğinde tüm malını ve mülkünü geride bırakarak hicret etmek, Kuran'da bildirilen bir ibadettir. Bu nedenle Allah yolunda hicret eden Müslümanlar yurtlarını terk etmek durumunda bırakılmalarını her zaman hayır gözüyle değerlendirmişlerdir. Çünkü Kuran'da belirtildiği üzere, hicret edenler Allah'ın rahmetini umabilecek kişiler arasında sayılmaktadır:
Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cehd edenler (çaba harcayanlar); işte onlar, Allah'ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (Bakara Suresi, 218)
Cahiliyenin mantığı ile düşünüldüğünde, bir kişinin toplum baskısıyla evinden, yurdundan çıkarılması veya tanımadığı bir yere sürülmesi, tüm hayatını alt üst edecek bir olaydır. Ama öncelikle belirtmek gerekir ki, Allah'ın dinini inkar edenlerin büyük bir kısmından olumsuz karşılık görecekleri zaten inananlara önceden bildirilmiştir. Dolayısıyla Müslümanlar dinlerini terk etme yönünde bir zorlamayla karşılaştıklarında, aslında Allah'ın ayetleri tecelli etmektedir. İşte bu yüzden hicret eden veya yurtlarından zorla çıkarılan müminler her dönemde büyük bir neşe ve şevk içinde olmuşlardır. Peygamberimiz (sav) döneminde yaşayan sahabelerin gösterdiği üstün ahlak ve sarsılmaz tevekkül bunun en güzel örneklerindendir.
Onlar Peygamber Efendimiz (sav)'e tabi olduklarında Allah'ın kendilerinden razı olacağını umdukları için her türlü zorluğu göze almışlardır. Müslümanların hayrı için yurtlarından hiç tereddüt etmeden çıkmış, dünyaya yönelik tüm varlıklarını geride bırakabilmişlerdir. Allah, onların bu güzel ahlaklarının ve olaylara hayır gözüyle bakmalarının bir karşılığı olarak onlara sonsuz cennetini ve rahmetini vaat etmiştir. Kuşkusuz ki Allah'ın vaadi haktır:
Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi: "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O'nun Katındadır." (Al-i İmran Suresi, 195)
Hicret eden Müslümanların, ahiretteki sonsuz ecirlerinin yanı sıra, dünyada da bolluk ve güzellik ile ödüllendirilecekleri Kuran'da şöyle müjdelenmiştir:
Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da. Allah'a ve Resulüne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah'a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir. (Nisa Suresi, 100)
Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı. Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (Nahl Suresi, 41-42)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder