18 Mart 2010 Perşembe

HAYIRLARI GÖREBİLMENİN YOLLARI


Her Olayı, Her Detayı Yaratanın Allah Olduğunu Bilmek...


İnsanların birçoğu olumlu olarak değerlendirdikleri olaylarla mutlu olurken, olumsuz ya da ters gidiyor gibi görünen olaylarla birlikte de hüzne kapılırlar. Oysaki iman eden insanlar için böyle bir sıkıntıya düşmek son derece yersizdir. Allah, Kuran'da her olayı salih kullarının hayrına yarattığını müjdelemiş, onlar için hiçbir zaman hüzün ve sıkıntı olamayacağını haber vermiştir.

Kuran'da anlatılan bu gerçeği kalbine sindiren bir insan, dünya hayatında her ne olayla karşılaşırsa karşılaşsın, durumundan hoşnut olmayı ve bu olayın ardında gizlenen güzellikleri ve hikmetleri görebilmeyi başarır.


Bazı insanlar ise, yıllar yılı içerisinde yaşadıkları bu dünyanın neden ve nasıl var olduğunu hiç düşünmeden hayatlarını sürdürmeyi yeğlerler. Elbette ki vicdanen karşılarına çıkan harikalıkların ve mükemmel düzenin bir Yaratıcısı olduğunun farkındadırlar. Ancak dünya hayatına olan sevgilerinden ya da karşı karşıya gelecekleri gerçekleri kabullenmek istemeyişlerinden dolayı Allah'ın varlığını düşünmekten kaçarlar. Günlük hayatta karşılaştıkları olayların tümünü Allah'ın bir plan ve bir hikmet doğrultusunda yarattığını görmezlikten gelir, bunları şans ya da tesadüf gibi hayali kavramlarla açıklamaya çalışırlar. Bu da onların olaylara hayır gözüyle bakmalarını, yaşadıklarından hikmetli sonuçlar çıkarabilmelerini engeller.


Kimileri de Allah'ın varlığını bilir, tüm evreni ve insanı yaratanın Allah olduğunu idrak ederler. Yağmuru yağdıranın, şimşeği çaktıranın ya da güneşi doğduranın Allah olduğunu bilirler. Aksi bir düşünceye asla ihtimal vermezler. Ancak günlük hayatta karşılarına çıkan olayların ya da küçük gibi görünen detayların Allah'tan bağımsız olarak geliştiğini sanırlar. Oysaki evlerine giren bir hırsızı, ayaklarına takılan bir taşı, yağan bir yağmuru, ürün veren ya da çoraklaşan bir araziyi, rast giden ya da zarara uğrayan bir işi, unutulup yanan bir yemeği de yaratan hep Allah'tır. Bu konuda insanın düşünce ufkunu alabildiğince genişleterek düşünmesi gerekir. Çünkü her olay, her detay Allah'ın bilgisi dahilinde var olur. Her olay çok ince bir plan üzerine Allah'ın sonsuz akıl ve hikmeti ile yaratılmıştır. İnsanın ayağına sıçrayan bir çamur damlasından tutun da, patlayan bir lastikten, ciltte oluşan bir pürüzden, bir hastalıktan, yolunda gitmiyor gibi görünen bir işe, yazılan bir yazıdan söylenen en ufak bir söze kadar herşeyi özel bir plan üzerine Allah insanın karşısına çıkarmaktadır.


İnsanın gözlerini dünyaya açtığı andan itibaren karşılaştığı iyi ya da kötü gibi görünen her olayı Allah yaratmaktadır. Yaşamı bir bütün olarak yeryüzünün tek hakimi olan Allah kontrol etmektedir. Allah kusursuz, mükemmel, hikmetli ve en güzel şekilde yaratandır. Bu, Yüce Allah'ın yaratmış olduğu kaderdir; Allah'ın yarattığı kaderdeki olaylar arasından bir kısmını ayırıp bir kenara almak ve bunlara iyi diğerlerine ise kötü gibi bir yakıştırma yapmak mümkün değildir. Öyleyse insana düşen bu mükemmelliği görüp takdir etmek ve Allah'ın aklının olabilecek en kusursuz sonuçları yaratacağını bilerek her olayı hayra yormaktır. Zira Allah'a iman eden ve imanı ile her olayı hayır gözüyle değerlendirip, hayra yorumlayan bir insan dünyada da ahirette de hep hayır ve güzelliklerle karşılaşacaktır.


Yukarıda söz ettiğimiz bu büyük hakikate, Kuran'da pek çok ayetle dikkat çekilmiştir. Bu yüzden kader gerçeğini unutmak büyük bir hata olur. Allah'ın yarattığı kader tektir ve aynısı ile yaşanır. Bazı kişilerin aklına kader dendiğinde adeta "felakete teselli" gibi yanlış bir kavram gelir. İman edenler ise kaderi en doğru şekilde kavrar ve kaderinin kendileri için en hayırlısı olduğunu bilirler.


Kader Müslüman için baştan sona kusursuz hazırlanmış, hikmet ve hayırlarla dolu bir cennet hazırlığıdır. Müminin bu dünyada karşılaştığı her zorluk cennette sonsuza kadar alacağı zevklerin, neşenin ve huzurun kaynağıdır. "... Zorlukla birlikte bir kolaylık vardır" (İnşirah Suresi, 5) ayeti de bir yönü ile bu gerçeğe işaret etmektedir. Müminin gösterdiği sabır ve cesaret, çok güzel nimetlerle sonsuza kadar mükafatlandırılmış halde kaderde yazılıdır.


Bir mümin gün içerisinde bazı olaylara üzülebilir, tedirginlik hissedebilir. Bu üzüntü ve tedirginliğin sebebi o an için, karşısına çıkan olayların kaderde olduğunu, herşeyi Allah'ın yarattığını unutmuş olmasıdır. Ona, "bu olayı Allah hayırla yarattı" dense eğer o anda gafil değilse hemen gerçekleri görür ve rahatlar. Bu yüzden Müslüman an an her olayın kaderde olduğunu daima hatırlamalı ve hatırlatmalıdır.


Allah'ın ezelde hayır ve hikmetle hazırladığı olaylara tevekkül etmeli, güzelliklerini görmeye, hikmetlerini anlamaya çalışmalıdır. Her insan Allah'ın dilemesi ile bu gerçekleri anlayabilir. Belki olaylardaki sayısız hayır ve hikmetin tamamı ilk anda tespit edilemeyebilir; ama eğer bir olay gerçekleşmişse bilinmelidir ki o zaten Müslüman için Allah'ın yarattığı hayır ve hikmetle birlikte gerçekleşmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder