Peygamberlerin ve yanlarındaki salih Müslümanların hayatlarını incelediğimizde, bu kutlu insanların yaşamlarının inkar edenlerle fiki mücadele içerisinde geçtiğini görürüz. Bu insanlar kimi zaman ilk bakışta aleyhlerine gibi görünen pek çok olayla karşılaşmışlardır. İşte bu noktada, peygamberlerin ve onlara uyan müminlerin en dikkat çekici özelliklerinden biri karşımıza çıkar: Koşullar ne derece zorlu olursa olsun karşılaştıkları olayların Allah'tan geldiğini bilmenin teslimiyeti, huzuru ve tevekkülü içindeki olgun tavırları...
Allah'ın elçileri ve salih müminler, zor anlarında Allah'ın yardım edeceğinden emin bir şekilde, herşeyin mutlaka müminlerin lehine çevrileceğini bilerek yaşamlarını sürdürmüşler ve bu gerçeğe göre hareket etmişlerdir. Allah'a olan derin imanlarından kaynaklanan bu üstün özellikleri tüm Müslümanlar için de güzel bir örnek teşkil eder.
İnkarcıların Sözlü Saldırıları
Kuran'da haber verildiği gibi, tarih boyunca inananlar karşılarında, kendilerine engel olmaya çalışan hatta onları doğru yoldan döndürmek için her türlü yönteme başvuran inkarcı topluluklar ve münafıklarla karşılaşmışlardır. İnkarcıların müminlere karşı kınayıcı, incitici sözlerde ve çeşitli iftiralarda bulundukları (özellikle de delilik, yalancılık, büyücülük, uğursuzluk, ahlaksızlık iftiraları gibi) Kuran'da anlatılmıştır:
Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız (bu) emirlere olan azimdendir. (Al-i İmran Suresi, 186)
Yukarıdaki ayette, inananların aleyhinde gibi görünen yalan ve iftiraların, onlar için aslında bir şer değil aksine bir hayır olduğu vurgulanmıştır. Bir başka ayette, Peygamberimiz (sav) döneminde yaşanan bir olay örnek verilerek bu durum şöyle açıklanır:
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır. (Nur Suresi, 11)
Hiç şüphe yok ki geçmiş dönemlerde inananların karşılaştıkları bu tarz olaylar, onlara rahatsızlık vermek, onları yıldırmak ve batıl dinlerine geri döndürmek için inkarcıların izledikleri taktikler olmuştur. Ama müminler bu çirkin saldırıların her zaman hayırlarına döneceğinden ve sonunda doğruluklarının ortaya çıkacağından emin bir şekilde davranmışlardır. Bu bakımdan atılan iftiralara ve sözlü saldırılara karşı her zaman en akılcı ve hikmetli cevapları vermişler, sabrederek Allah'a tevekkül etmeleri gerektiğini ancak bu şekilde başarıya ulaşacaklarını unutmamışlardır.
Geçmişte yaşanan bu örnekler gibi bundan sonra da Müslümanların her an Allah'ın yarattığı kadere teslim olmuş bir ruh hali, her olayın hayırla geliştiğini bilmenin tevekkülü içinde olmaları son derece önemlidir. Bunu yaşayan mümin dünyanın en büyük kazançlarından birine kavuşacaktır. Çünkü Allah ayetlerinde Kendisi'ne tevekkül edenlere yardım edeceğini, ve onların asla "yardımsız" kalmayacağını şöyle bildirmiştir:
Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler. (Al-i İmran Suresi, 160)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder